26 Nisan 2016 Salı

PİYANİST

Merhabalar
Sizin karşınıza yeni bir film önerisiyle geldim. Bu sefer filmimiz Naziler ve Yahudiler arasındaki sıkıntıları anlatıyor. Film de çok etkileyici ve üzücü sahneler var.Ama izlenmesi gereken de bir film. Polonyalı bir Yahudi'nin 2.Dünya Savaşın da neler çektiğinin objektif bir biçim de gözler önüne sermektedir.Film yaşanmış bir olaydan uyarlanmıştır ki zaten 2. Dünya Savaşını az çok tahmin edebiliyorsunuz. Filmimizin ismi PİYANİST veya namı diğer THE PİYANİST. Şimdi filmi merceğimiz altına alalım.



FİLMİN ADI: THE PİYANİST


VİZYON TARİHİ: 28 ŞUBAT 2003


SÜRESİ: 2 SAAT 28 DAKİKA


TÜR: DRAM, TARİHİ


ÜLKE: FRANSA, İNGİLTERE, ALMANYA, POLONYA


YÖNETMEN: ROMAN POLANSKİ


OYUNCULAR







OYUNCU: ADRİEN BRODY

ROLÜ: SZPİLMAN



















OYUNCU: THOMAS KRETSCHMANN

ROLÜ: YÜZBAŞI WİLM  HOSENFELD

















OYUNCU: EMİLİA FOX

ROLÜ: DOROTA















OYUNCU: FRANK FİNLAY

ROLÜ: BABA


















OYUNCU: MAUREEN LİPMAN

ROLÜ: ANNE



















OYUNCU: ED STOPPARD

ROLÜ: HENRYK











FİLMİN ÖZETİ: Film 2. Dünya Savaşın da Almanya Nazilerinin Polonyalı Yahudilere yaptıklarını anlatır. Szpilman piyanisttir ve ailesiyle birlikte Varşova da yaşamaktadır. Varşova Alman saldırısına uğradığı zaman artık Yahudiler kafe,park,bahçe gibi yerlere giremez olmuşturlar. Sokakta yürüyecekleri yerlerin sınırı çizilmiş ve hatta onların Yahudi olduğunu belli eden kumaşların kollarına takmalarını zorunlu tutmuşlardır. Szpilman tüm olanlara rağmen piyanosunu çalmaya devam etmiştir. Bir gün eve geldiğinde ailesinin Varşova'dan ayrılmak için hazırlandığını görür. Fakat Szpilman gitmeyeceğini söylediği sıra radyodan Fransa ve İngiltere'nin de savaşa katıldığını duyarlar. Bunun üzerine gitmekten vazgeçerler.
   Szpilman annesi, babası, ikiz kardeşleri ve bir de erkek kardeşiyle yaşamını sürdürmeye çalışır. Fakat kardeşi sürekli başını belaya sokar ve onu kurtaran ise gene Szpilman'dir. Ona getto olma imkanı verirler fakat bunu kabul etmez. Naziler Yahudilerle kendilerini tamamen ayırmıştır. Uzun duvarlar yapıp sınırları belli etmiştir. Duvarın bir tarafında açlık, sefalet varken diğer tarafın rahatlık, bolluk vardır.
    Yahudi ailelerden 40 yaşına gelmiş herkesi toplama kampına götürürler. Yaşlı, genç, hasta demeden onları çalıştırırlar.İşleri bittikten sonra onları vagonlara bindirip ölüme götürürler. Tabi bundan hiçbirinin haberi yoktur. Tek amaçları o kamptan gitmektir.Herkes sıra ile voganlara binerken Szpilman ve ailesi de biner. Fakat Szpilman tam sıradayken bir polis tarafından sıradan çıkarılır ve hayatı kurtulur.Tabi buna kurtulmak denirse.
   Szpilman koskoca şehir de tek kalmıştır. Her yerde cesetler vardır. Her şey yıkıntı döküntüdür. Savaşın zorbalığın izlerini taşımaktadır. Bundan sonra Szpilman tekdir ve önce karnını doyurması gerekmektedir. Kimi zaman bayatlamış konserveler yemiş,kimi zaman açlıktan kıvranmış.Alman tarafından tanıdıklar bulup kendine yaşayacak yer ayarlatmaya çalışmış. Çünkü bu taraf da Naziler hiçbir Yahudi'nin kalmasını istememektedir. Yahudi tarafını ateşe bile vermişlerdir.Buldukları cesetleri üs üste koyup yakmışlardır. Eğer içeri de biri varsa ölsün diye.
    Szpilman kendine arkadaşlarının yardımıyla bir ev bulur ve orada yaşamaya başlar.Fakat kapısı her zaman kilitlidir. Bu yüzden hiç ses çıkarmaması gerekmektedir. Sanki o evde kimse yaşamıyor gibi düşünmeleri gerekmektedir. Aksi taktir onu orada öldürürler. Dışarı hiçbir şekilde çıkamaz. Arkadaşları ona yiyecek, içecek getirirler. Arkadaşlarının gelmediği zamanlar kendine yiyecek hiçbir şey bulamaz ve hastalanır.Arkadaşı eve geldiğinde onu öyle görünce doktor getirir. Szpilman iyileştikten sonra arkadaşları gene uğramaz olur. Artık Szpilman bu kez kendi dışarı çıkıp yiyecek bulmaya çalışacaktır. Kapıdan çıkmadan yakalanır ve kaçmaya başlar. Ama Nazilerin içinde de isyan edenler çıkmıştır artık. Onlar ortalığı karıştırınca Szpilman da eski tarafına geçer.
    Fakat bu taraf da yaşanacak bir yer kalmamıştır. Evler yıkılmış,yiyecek bir lokma yoktur. Szpilman kendine yiyecek bulmak için evleri tek tek gezmiştir. Sonunda bir konserve bulunca onu açmaya çalışır. Fakat tam o sırada Alman Yüzbaşı Wilm Hosenfeld onu görmüştür. Bir Yahudi olmasına rağmen onu serbest bırakmıştır. Hatta ona yiyecek birşeyler bile bulmuştur. En son oradan giderken ise üzerindeki paltosunu ona verir.
     Szpilman beraber bir süre orada yaşar. Artık bu bölgeye Polonyalılar gelmeme başlar. Fakat Szpilman'ı Alman bir asker zannedip öldürecekken o herşeyi anlatır.Artık bu bölgeye Polonyalılar hakim olmuştur ve Alman askerlerini onlar tutsak almıştır. Szpilman iste piyano çalmaya devam etmiştir.


BENİM YORUMUM: Piyanist Naziler ve Yahudiler arasında ki olayları çok iyi anlatmaktadır. Ayrıca 2. Dünya Savaşına ışık tutmaktadır. Tarihi ve dram türünde olan bu film izlenecek yapıtlar arasındadır. Alman Nazilerinin Yahudilere neler çektirdiği,onları yaktığını anlatmıştır. Szpilman rolünde ki Adrien Brody ise rolü çok gerçekçi ve inandırıcı oynamıştır. İnsan ister istemez kendini Szpilman yerine koyuyor ve acaba benim ülkem bu durumda olsaydı ben ne yapardım diye düşünmeden edemiyor.
  Film insanı derin etkiliyor ve gerçekleri gözler önüne seriyor. Film 3 saat olamasına rağmen sıkılmadan izliyorsunuz.Filmi tekrar tekrar izleseniz bile sıkılmayacağını düşünüyorum. Size şimdi filmle ilgili önemli bir bilgiden bahsetmek istiyorum. Evet film yaşanmış olduğunu biliyotum ama tamamen bire bir olduğunu duymak bizi şaşırtırdı değil mi?
      Polanski’nin Szpilman’ın hatıralarına 2000 yılında piyanistin oğlu sayesinde ulaşmış. Savaş başladığında 27 yaşında olan Szpilman, Polonya’nın geleceği en parlak konser piyanistleri arasındaymış. Yahudi oluşu sebebiyle ailesiyle birlikte Varşova gettolarına sürüldükten sonra, bir işbirlikçi sayesinde esir kampı trenlerinden kurtularak hayatta kalmayı başarmış. 1946 yılında kitap haline getirdiği hatıraları yasaklandıysa da, oğlu 1999’da bulduğu yazıları tekrar basarak onu uluslararası üne kavuşturmuş. İşte Polanski de, bu kitaptan yola çıkarak oluşturmuş ‘The Pianist’i. 
   Filmimizin ödüllerine baktığımız da 2002 – En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü ,2002 – En İyi Yönetmen Akademi Ödülü, 2002 – En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü, 2002 – Cannes Film Festivali Büyük Ödülü, 2002 – BAFTA En İyi Film Ödülü, 2002 – BAFTA En İyi Yönetmen Ödülü


Şimdi size filmden kareler paylaşmak istiyorum.




   



















































Şimdi filmimizin fragmanını ve filmin tamamını paylaşacağım.






İYİ SEYİRLER :) :) :)


KAYNAKÇA




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder